Genlerimizdeki atalarımız ... Hepimiz afrikalı maymunlarız
1 sayfadaki 1 sayfası
Genlerimizdeki atalarımız ... Hepimiz afrikalı maymunlarız
Etiketler: Tags: insanın evrimi, evrim, doğal seçilim, ortak ata, DNA, 2 numaralı kromozom, Darwin, Darvin, Richard Dawkins, Cytochrome-C, sitokrom-c, hemoglobin, chromosome 2, endogenous retrovirus, ERV, vitamin C, C vitamini.
-----------------------------------------------------------
Gen ve protein yapıları, DNA'larda bulunan virüsler, insanın Afrika kökenli bir maymundan başka bir şey olmadığını ve genel olarak bütün türlerin ortak atalardan evrildiğini kanıtlıyor.
http://www.chinadaily.com.cn/china/2006-08/17/content_667303.htm
Sadece leke değil, "kıllı ve siyah bir deri"
Bu bana bir akrabamızı hatırlatıyor. Ya size?
Tabii, zavallı kızın hayatı kaydı. Ne dersiniz, birisi sınava mı sokmuş?
"wolfboy" diye arayın:
-----------------------------------------------------------
Gen ve protein yapıları, DNA'larda bulunan virüsler, insanın Afrika kökenli bir maymundan başka bir şey olmadığını ve genel olarak bütün türlerin ortak atalardan evrildiğini kanıtlıyor.
http://www.chinadaily.com.cn/china/2006-08/17/content_667303.htm
Sadece leke değil, "kıllı ve siyah bir deri"
Bu bana bir akrabamızı hatırlatıyor. Ya size?
Tabii, zavallı kızın hayatı kaydı. Ne dersiniz, birisi sınava mı sokmuş?
"wolfboy" diye arayın:
En son gezgink tarafından 1/2/2014, 16:34 tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi
GezginK- Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 25/01/14
Genlerimizdeki atalarımız ... Hepimiz afrikalı maymunlarız
KROMOZOMLARIMIZ TIPATIP (%98) MAYMUNLARINKİLER GİBİ
Biraz da bilimsel takılalım.
Bazılarımızın bildiği gibi, insanlarda 23 çift, maymunlarda 24 çift kromozom vardır.
Bu farklılık, insanlardaki 1 kromozomun, ortak atadan insana giden yolda 2 kromozomun birleşmesi sonucunda oluşmasıyla açıklanıyor.
Bilim adamları aramışlar bulmuşlar:
İnsanların 2 numaralı kromozomu (H, human) ve Şempanze (C, chimp) Goril (G) ve Orangutan (O) kromozomlarının karşılaştırılması:
http://www.gate.net/~rwms/EvoEvidence.html
Aklınıza bir soru gelebilir:
Neden ortak atadaki 2 kromozom insanlarda birleşmiş deniliyor da, ortak atadaki tek kromozom, maymunlarda 2ye ayrılmış denilmiyor?
İnsanın 2 numaralı kromozomunda belirlenen birleşme yerinde, normal olarak sadece kromozom uçlarında bulunan telomer denilen DNA dizinleri var; dahası, her kromozomda 1 tane bulunan "centromere" denilen dizinlerden de 2 tane var. Bu insanın 2. kromozomunun, insanın evrim sürecinde 2 kromozomun birleşmesiyle oluştuğunun kanıtı.
https://en.wikipedia.org/wiki/Chromosome_2_%28human%29
İnsanın 2 numaralı kromozomunun, maymunlarla bizim ortak atamızın 2 ayrı kromozomunun birleşmesinden oluştuğu kesin ve bu insanda birleşik olan iki kromozom maymunların hepsinde var.
En yakın akrabalarımızdan biri olan şempanze ve insan kromozomlarının karşılaştırması. C (Chimp, Şempanze), H (Human, İnsan)
http://genetics.thetech.org/ask/ask69
Ne tesadüf değil mi?
Daha fazla bilgi:
http://www.icr.org/article/6044/
http://genetics.thetech.org/ask/ask69
http://www.gate.net/~rwms/hum_ape_chrom.html
Biraz da bilimsel takılalım.
Bazılarımızın bildiği gibi, insanlarda 23 çift, maymunlarda 24 çift kromozom vardır.
Bu farklılık, insanlardaki 1 kromozomun, ortak atadan insana giden yolda 2 kromozomun birleşmesi sonucunda oluşmasıyla açıklanıyor.
Bilim adamları aramışlar bulmuşlar:
İnsanların 2 numaralı kromozomu (H, human) ve Şempanze (C, chimp) Goril (G) ve Orangutan (O) kromozomlarının karşılaştırılması:
http://www.gate.net/~rwms/EvoEvidence.html
Aklınıza bir soru gelebilir:
Neden ortak atadaki 2 kromozom insanlarda birleşmiş deniliyor da, ortak atadaki tek kromozom, maymunlarda 2ye ayrılmış denilmiyor?
İnsanın 2 numaralı kromozomunda belirlenen birleşme yerinde, normal olarak sadece kromozom uçlarında bulunan telomer denilen DNA dizinleri var; dahası, her kromozomda 1 tane bulunan "centromere" denilen dizinlerden de 2 tane var. Bu insanın 2. kromozomunun, insanın evrim sürecinde 2 kromozomun birleşmesiyle oluştuğunun kanıtı.
https://en.wikipedia.org/wiki/Chromosome_2_%28human%29
İnsanın 2 numaralı kromozomunun, maymunlarla bizim ortak atamızın 2 ayrı kromozomunun birleşmesinden oluştuğu kesin ve bu insanda birleşik olan iki kromozom maymunların hepsinde var.
En yakın akrabalarımızdan biri olan şempanze ve insan kromozomlarının karşılaştırması. C (Chimp, Şempanze), H (Human, İnsan)
http://genetics.thetech.org/ask/ask69
Ne tesadüf değil mi?
Eski forumumuzda, Cebbar adlı üyemizden bir soru gelmişti:
"Bu resimlere ne ad verilir ve nasıl çizilir?
Tayf çizgileri gibi. "
Bu tekniğe "staining" deniyor.
http://www.answers.com/topic/chromosome
Kromozomlar A,T,C,G diye 4 yapıtaşından oluşan dizinlerden oluşur. A ve T birbirini sever, C ve G birbirini sever.
Mesela ATGCTTTAAAGGG dizininin karşısında onu seven TACGAAACCC dizini olur. Beraber
ATGCTTTAAAGGG
TACGAAATTTCCC
şeklinde bir çift dizin oluştururlar. Çoğalırken bu iki dizin ayrılır,
ATGCTTTAAAGGG
---------------
TACGAAATTTCCC
ikisi de ayrı ayrı karşıtları olan kendilerine uygun dizinin yapılmasını sağlar.
ATGCTTTAAAGGG
TACGAAATTTCCC
ATGCTTTAAAGGG
TACGAAATTTCCC
Kromozomlar birken iki olur, hücre ikiye bölünür.
Kromozomların bazı bölgelerinde karşılıklı AT çiftleri çoğunluktadır, bazı bölgelerinde de GC çiftleri. Şöyle olabilir mesela
ATTTTATATATCTAAGGGCGCGCGCG
TAAAATATATAGTTTCCCGCGCGCGC
Bazı maddeler karşılıklı duran AT ve CG çiftlerine farklı şekilde tutunur, Onların yerini belli ederler.
Bu resimlerde gördüğün çizgiler bunlardır. Kromozomlarda karşılıklı duran AT ve CG çiftlerinin çoğunluk olarak bulundukları yerler. Parmak izi gibi bir şey.
Daha fazla bilgi:
http://www.icr.org/article/6044/
http://genetics.thetech.org/ask/ask69
http://www.gate.net/~rwms/hum_ape_chrom.html
En son gezgink tarafından 3/2/2014, 02:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 10 kere değiştirildi
GezginK- Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 25/01/14
Genlerimizdeki atalarımız ... Hepimiz afrikalı maymunlarız
Bundan önceki forumumuzda, sevgili dostum dense'den gelen ileti, o da Sapiens'in yazısından alıntı yapmış
Sitocrom-C - Cytochrome-C
Öncelikle sitocrom-c molekülünü tanıyalım.
Enzimler, bir tepkimeyi, canlılığın bütünlüğünü bozmadan, düşük sıcaklıklarda en hızlı şekilde gerçekleştirmek için canlıların işletim sistemi için evrimleşmiş, çoğunlukla orta büyüklükte moleküllerdir. Böyle bir molekülün evrimsel geçmişini ve canlıların akrabalık ilişkilerini bilmeden atomlarının ya da molekülü oluşturan alt birimlerinin dizilişindeki olasılığı hesaplamaya kalkışırsanız, karşınıza inanılmaz küçük bir olasılık çıkar ve bunun bir rastlantı sonucu olarak ortaya çıkamayacağı sanısına kapılırsınız. Bunlardan biri, canlılarda solunum işlevinin bir parçası olan mitokondrilerde oksijeni bir yandan öbür yana taşıma görevini yüklenen sitokrom-c’dir.
Söz konusu olasılık, canlıların yapı taşları olan 20 farklı amino asidin (biz buna yirmi farklı renkteki boncuğun diyelim), 100 taneden oluşan bir tespih şeklinde (yani sitokrom-c şeklinde) dizilmesinde, herhangi bir kombinasyonun ortaya çıkma olasılığıdır. Örneğin birden 100’e kadar, örnekleme verirsek 1. sırada mavi boncuk, 5. sırada sarı boncuk, 87. sırada kırmızı boncuk ve buna benzer yüzlük bir dizilimin ortaya çıkma olasılığı her zaman 20 üzeri 100‘dür (20’nin yanında 100 tane sıfır mevcut), (buradaki 20 boncuk çeşitleri, 100 de tespihteki boncuk sayısıdır). Böyle bir molekülün birden bire ortaya çıkma olasılığı her zaman budur. Ancak:
Yaratışçılar Sitokrom-c’nin 20 üzeri 100 olasılıkla birden bire ortaya çıktığını söylemektedirler. Evrim ise bir şeyin hemen ortaya çıktığını söylemez. Onun nasıl geliştiğini açıklar. Böyle bir molekül seçile seçile bugüne kadar gelmiştir. Bu nedenle her canlı kendine özgü sitokrom-c taşır ve molekülün benzerliği de türler arasındaki akrabalığın derecesini yansıtır. Yani bu molekül sihirli bir molekül değil, çeşitlenebilir; çeşitlendiği zaman bile birçok kombinasyonu çeşitli ortamlarda iş yapabilir bir molekül olarak ortaya çıkar.
Sitokrom-c’nin 100 birimlik diziliminde, maymunlarla bizim aramızdaki fark sadece 54’ncü sıradakidir; diğerleri aynıdır, köpekle 15, bira mayası ile 44 yerde farklılığımız vardır.
Bir insanın sitokrom-c’sinin halihazırdaki şekilde dizilme ihtimali 20 üzeri 100’dür; bir maymunda bu molekülün sadece 54’ncü amino asidi bizimkinden farklıdır. Yani maymun ile insan molekülü açısından bir rastlantı olarak benzer olma şansımız 20 üzeri 99’dur, yani 1 rakamını, arkasına 99 tane sıfır konmuş 20 rakamına bölerseniz, çıkan sayının olasılığı kadar biz rastlantı olarak maymunla aynı molekülü paylaşmışızdır. Böyle bir olasılık kural olarak yok demektir. Ancak aynı kökenden gelmiş isek, sadece bir mutasyon ile son aşamada birbirimizden ayrılmışız demektir, yani ortak atadan evrimleşmişiz demektir. Hayvanlar âleminde bize genel yapısı ile ne kadar benzerlik gösterenler varsa, benzerlik oranında bu moleküllerde de o denli benzerlik bulunmaktadır. Bira mayası bize çok uzak bir benzerlik gösterdiği için de 84 tanesi bizimkinden farklıdır.
Sitokrom-c proteini, maymunlarla yakın akrabalığımızı gösteren en önemli kanıtlardan bir tanesidir ve 20 farklı değişkenin, 100 birimlik diziliminde 99 defa denk gelmesinin akla yakın başka bir izahı mümkün değildir…
Kaynak: Prof.Dr. Ali Demirsoy
Şimdi olayı tablolarla inceleyelim:
Yukarıdan aşağıya doğru insan, domuz, tavuk, kedi balığı, meyve sineği, buğday ve bira mayasına ait sitocrom-c'lerin karşılaştırmasını görüyoruz.
İnsan sitocrom-c'sinde 104 aminoasit mevcut ve bunlardan 37 tanesi tüm canlılarda özdeş. Yani aynı adreste, aynı aminoasit bulunuyor. Bütün bu moleküllerin, 2 milyar yıl önce yaşamış ilkel bir bakteri olan tek bir atadan geldiği kabul edilmektedir.
Tabloda, insan sitokrom-c molekülünün son 22 aminoasidi ile az önce belirttiğim diğer canlıların son 22 aminoasitleri mukayese ediliyor. "-" işareti aminoasidin özdeş olduğu anlamına geliyor.
Tabloda görüldüğü gibi; 1, 6, 10, 14, 17, 18, 19 ve 20 nolu aminoasitler tüm canlılarda özdeş. İlk 4 sıradaki omurgalılar birbirlerine oldukça yakın. Ortak atalar uzaklaştıkça, aminoasitlerdeki faklılaşma açıkça görülüyor.
Aşağıdaki Rhesus maymunu ile sadece tek bir amino asidimiz farklı.
Şempanze ile ise hiç bir farklılığımız yok. Sitokrom-c'lerimiz tamamen özdeş...
Kaynak1
Aşağıdaki tablo ise, çeşitli canlılardaki sitokrom-c moleküllerinin tüm amino asit dizilimlerini göstermektedir.
Sırasıyla: insan, şempanze, örümcek maymunu, makak, inek, köpek, gri balina, at, zebra, tavşan, kanguru, ördek, hindi, tavuk, güvercin, kral pengueni, kaplumbağa, timsah, kurbağa, ton balığı, kedi balığı, deniz yıldızı, meyve sineği, ipek böceği, bal kabağı, domates, arabidopsis çiçeği, bezelye, buğday, ay çiçeği, bira mayası ve devamında yedi farklı bakteri türüne ait sitokrom-c'lerin karşılaştırmasını bu tabloda görebilirsiniz.
Ortak atalar uzaklaştıkça, farklılaşan aminoasit sayılarındaki artış açıkça görülüyor. Buna göre, çeşitli türlerin sitocrom-c moleküllerindeki farklı aminoasit sayılarına istinaden çizilen ağaç şu şekildedir.
Kaynak2
Görüldüğü gibi, cennette, irem bağlarında yaratıldığına inanılan insanoğlu ve Cumartesi yasağına uymadıkları için yahudilerin ceza olarak dönüştürüldükleri aşağılık(!) maymunlar aynı sitocrom-c molekülüne sahipler. Bunun tesadüfen denk gelme ihtimalinden daha önce bahsedilmişti.
Bu durumda yaratılışçılara, "Allah bu şekilde takdir etmiştir" demekten başka birşey kalmıyor. İnsanla bu kadar özdeş bir canlıya Allah'ın neden "aşağılık" demiş olduğunun takdirini de yine bu arkadaşlara bırakıyorum
.
Sitocrom-C - Cytochrome-C
Öncelikle sitocrom-c molekülünü tanıyalım.
Enzimler, bir tepkimeyi, canlılığın bütünlüğünü bozmadan, düşük sıcaklıklarda en hızlı şekilde gerçekleştirmek için canlıların işletim sistemi için evrimleşmiş, çoğunlukla orta büyüklükte moleküllerdir. Böyle bir molekülün evrimsel geçmişini ve canlıların akrabalık ilişkilerini bilmeden atomlarının ya da molekülü oluşturan alt birimlerinin dizilişindeki olasılığı hesaplamaya kalkışırsanız, karşınıza inanılmaz küçük bir olasılık çıkar ve bunun bir rastlantı sonucu olarak ortaya çıkamayacağı sanısına kapılırsınız. Bunlardan biri, canlılarda solunum işlevinin bir parçası olan mitokondrilerde oksijeni bir yandan öbür yana taşıma görevini yüklenen sitokrom-c’dir.
Söz konusu olasılık, canlıların yapı taşları olan 20 farklı amino asidin (biz buna yirmi farklı renkteki boncuğun diyelim), 100 taneden oluşan bir tespih şeklinde (yani sitokrom-c şeklinde) dizilmesinde, herhangi bir kombinasyonun ortaya çıkma olasılığıdır. Örneğin birden 100’e kadar, örnekleme verirsek 1. sırada mavi boncuk, 5. sırada sarı boncuk, 87. sırada kırmızı boncuk ve buna benzer yüzlük bir dizilimin ortaya çıkma olasılığı her zaman 20 üzeri 100‘dür (20’nin yanında 100 tane sıfır mevcut), (buradaki 20 boncuk çeşitleri, 100 de tespihteki boncuk sayısıdır). Böyle bir molekülün birden bire ortaya çıkma olasılığı her zaman budur. Ancak:
Yaratışçılar Sitokrom-c’nin 20 üzeri 100 olasılıkla birden bire ortaya çıktığını söylemektedirler. Evrim ise bir şeyin hemen ortaya çıktığını söylemez. Onun nasıl geliştiğini açıklar. Böyle bir molekül seçile seçile bugüne kadar gelmiştir. Bu nedenle her canlı kendine özgü sitokrom-c taşır ve molekülün benzerliği de türler arasındaki akrabalığın derecesini yansıtır. Yani bu molekül sihirli bir molekül değil, çeşitlenebilir; çeşitlendiği zaman bile birçok kombinasyonu çeşitli ortamlarda iş yapabilir bir molekül olarak ortaya çıkar.
Sitokrom-c’nin 100 birimlik diziliminde, maymunlarla bizim aramızdaki fark sadece 54’ncü sıradakidir; diğerleri aynıdır, köpekle 15, bira mayası ile 44 yerde farklılığımız vardır.
Bir insanın sitokrom-c’sinin halihazırdaki şekilde dizilme ihtimali 20 üzeri 100’dür; bir maymunda bu molekülün sadece 54’ncü amino asidi bizimkinden farklıdır. Yani maymun ile insan molekülü açısından bir rastlantı olarak benzer olma şansımız 20 üzeri 99’dur, yani 1 rakamını, arkasına 99 tane sıfır konmuş 20 rakamına bölerseniz, çıkan sayının olasılığı kadar biz rastlantı olarak maymunla aynı molekülü paylaşmışızdır. Böyle bir olasılık kural olarak yok demektir. Ancak aynı kökenden gelmiş isek, sadece bir mutasyon ile son aşamada birbirimizden ayrılmışız demektir, yani ortak atadan evrimleşmişiz demektir. Hayvanlar âleminde bize genel yapısı ile ne kadar benzerlik gösterenler varsa, benzerlik oranında bu moleküllerde de o denli benzerlik bulunmaktadır. Bira mayası bize çok uzak bir benzerlik gösterdiği için de 84 tanesi bizimkinden farklıdır.
Sitokrom-c proteini, maymunlarla yakın akrabalığımızı gösteren en önemli kanıtlardan bir tanesidir ve 20 farklı değişkenin, 100 birimlik diziliminde 99 defa denk gelmesinin akla yakın başka bir izahı mümkün değildir…
Kaynak: Prof.Dr. Ali Demirsoy
Şimdi olayı tablolarla inceleyelim:
Yukarıdan aşağıya doğru insan, domuz, tavuk, kedi balığı, meyve sineği, buğday ve bira mayasına ait sitocrom-c'lerin karşılaştırmasını görüyoruz.
İnsan sitocrom-c'sinde 104 aminoasit mevcut ve bunlardan 37 tanesi tüm canlılarda özdeş. Yani aynı adreste, aynı aminoasit bulunuyor. Bütün bu moleküllerin, 2 milyar yıl önce yaşamış ilkel bir bakteri olan tek bir atadan geldiği kabul edilmektedir.
Tabloda, insan sitokrom-c molekülünün son 22 aminoasidi ile az önce belirttiğim diğer canlıların son 22 aminoasitleri mukayese ediliyor. "-" işareti aminoasidin özdeş olduğu anlamına geliyor.
Tabloda görüldüğü gibi; 1, 6, 10, 14, 17, 18, 19 ve 20 nolu aminoasitler tüm canlılarda özdeş. İlk 4 sıradaki omurgalılar birbirlerine oldukça yakın. Ortak atalar uzaklaştıkça, aminoasitlerdeki faklılaşma açıkça görülüyor.
Aşağıdaki Rhesus maymunu ile sadece tek bir amino asidimiz farklı.
Şempanze ile ise hiç bir farklılığımız yok. Sitokrom-c'lerimiz tamamen özdeş...
Kaynak1
Aşağıdaki tablo ise, çeşitli canlılardaki sitokrom-c moleküllerinin tüm amino asit dizilimlerini göstermektedir.
Sırasıyla: insan, şempanze, örümcek maymunu, makak, inek, köpek, gri balina, at, zebra, tavşan, kanguru, ördek, hindi, tavuk, güvercin, kral pengueni, kaplumbağa, timsah, kurbağa, ton balığı, kedi balığı, deniz yıldızı, meyve sineği, ipek böceği, bal kabağı, domates, arabidopsis çiçeği, bezelye, buğday, ay çiçeği, bira mayası ve devamında yedi farklı bakteri türüne ait sitokrom-c'lerin karşılaştırmasını bu tabloda görebilirsiniz.
Ortak atalar uzaklaştıkça, farklılaşan aminoasit sayılarındaki artış açıkça görülüyor. Buna göre, çeşitli türlerin sitocrom-c moleküllerindeki farklı aminoasit sayılarına istinaden çizilen ağaç şu şekildedir.
Kaynak2
Görüldüğü gibi, cennette, irem bağlarında yaratıldığına inanılan insanoğlu ve Cumartesi yasağına uymadıkları için yahudilerin ceza olarak dönüştürüldükleri aşağılık(!) maymunlar aynı sitocrom-c molekülüne sahipler. Bunun tesadüfen denk gelme ihtimalinden daha önce bahsedilmişti.
Bu durumda yaratılışçılara, "Allah bu şekilde takdir etmiştir" demekten başka birşey kalmıyor. İnsanla bu kadar özdeş bir canlıya Allah'ın neden "aşağılık" demiş olduğunun takdirini de yine bu arkadaşlara bırakıyorum
.
En son gezgink tarafından 1/2/2014, 16:35 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
GezginK- Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 25/01/14
Genlerimizdeki atalarımız ... Hepimiz afrikalı maymunlarız
.... Sitocrom-C - Cytochrome-C
Cytochrome-c molekülünün evrimi, akraba türlerin dallanmasını izleyerek değişmesi çok önemli bir şeyi daha gösteriyor.
Akıllı! Tasarımcıların uyduruk argümanlarından biri, proteinlerin işlevlerini gerçekleştirebilmeleri için, belli bir amino asit diziliminde olması gerektiğidir. Bu dizilimin tek olduğunu ve tasarımcı olmadan oluşmasının olanaksız olduğunu ileri sürerler.
Cytochrome-C molekülüne bakınca, bir sürü proteinin, yani bir sürü farklı amino asit zincirinin aynı işe yaradığını görüyoruz. Aynı işi yapabilen bir sürü protein (amino asit dizilimi) var.
Proteinlerde önemli olan, amino asit serisinin dizilimi değil, proteinin aktif bölgesinin 3 boyutlu şeklidir. Ayni şekli, binlerce, milyonlarca farklı amino asit zinciri oluşturabilir.
Cahil Akıllı! Tasrımcılar, liselerde okutulan biyoloji bilgisinden bile yoksunlar.
.
En son gezgink tarafından 1/2/2014, 16:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
GezginK- Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 25/01/14
Genlerimizdeki atalarımız ... Hepimiz afrikalı maymunlarız
"Endogenous Retrovirus" ler.
Retro demek geri demek. Retrovirus "geri giden virüs", endogenus "genlere yerleşmiş" demek.
Biliyorsunuz, insan ve şempanze DNA'sında yaklaşık %98 eşitlik saptandı.
Yaratılışçılar, insan ve maymun genlerindeki %98 eşitliğin saptanmasından sonra, "Tanrı böyle yapmış. Yapamaz mı yani?" dediler.
Yani, onlara göre Tanrı çamur almış, insan ve şempanze genlerinin nükleik asit moleküllerini, dizinler %98 aynı olacak şekilde dizmiş. Hatta daha da ileri gitmiş, 2 maymun kromozomunu almış, uç uca yapıştırmış, insanın 2 numaralı kromozomunu yapmış mış.
Şimdi bu DNA'lardaki benzerlikten çok daha kesin bir yöntemle akrabalık kanıtlandı. Hiçbir şekilde yadsınamayacak şekilde hem de. "Hıkgıkmık kemküm Tanrı böyle yaptı" demek yetmiyor.
Kafalarını çöl kumuna gömenler, bakalım nasıl kıvırtacaklar.
Kıvırtamıyorlar da;
Bu yazıyı (benden izin alarak) başka forumlara asanlara verilen cevaplar alay, küfür, tehditten öte gidemiyor, konular kilitleniyor, yazıyı asan yasaklanıyor, susturuluyor.
Cevaplara bir göz atın:
http://www.frmtr.com/garip-olaylar/2883276...sin-kaniti.html
Bunlarla tartışmaya girme sabrını gösterenlere şapka çıkarıyorum.
---------------------
Önce, DNA'lardaki benzerlik'ten bahsedelim. Bu konuda yazı isteyenler şuradan başlayabilir:
http://genome.cshlp.org/content/15/12/1746.full
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC449907/
Kromozomlordaki benzerlik orantısına göre, insan maymun akrabalığı, yakınlık derecesine göre insan,şempanze,goril, orangutan ... şeklinde.
Sayılar, ortak atadan kaç milyon yıl önce ayrılındığını gösteriyor. Akrabamız bonoboyu en başa koydum, çünkü asil bakışından zekâ fışkırıyor.İnsana en yakın maymun deniyor.
İnsanların temsilcisi olarak Papa'yı koydum. Papa, bildiğiniz gibi yeryüzünde bulunan en kalabalık insan sürüsünün çobanı ve resmî olarak Evrimi kabul etmiş bulunan Kilisenin şefi.
Fazla uzatmadan konuya gelelim: "Endogenous Retrovirus" yöntemi
"Endogenous Retrovirus" ler.
Retro demek geri demek. Bu deyimin türkçe açıklaması "geri giden virüsler".
Normal olarak, hücre metabolizması, DNA --> RNA --> protein şeklinde çalışır.
Retrovirüsler, RNA virusleridir.
RNA virüsleri, genetik bellek olarak DNA değil, RNA taşırlar. Bir hücreye girdiklerinde özel enzimleriyle RNA'larından DNA yaparlar. Sonra bu DNA normal hücre mekanizmasıyla RNA üretir, yeni virüsler oluşur.
Nezle ve hepatit-C virüsleri RNA virüslerindendir.
Retrovirüsler, bununla kalmazlar. Retrovirüslerin DNA'sı, kendini hücre DNA'sının herhangi bir yerine sokuşturur ve böylece hücre DNAsının bir parçası olur. Hücre çoğaldıkça o da çoğalır.
Bu virüslerin çoğu üreme hücrelerine değil normal hücrelere girerler. Bunlara "exogenous retrovirus" denir. AIDS virüsü bu tip virüslerdendir.
Bazı retrovirüs türleri ise üreme hücrelerinin DNA'sına girebilir.
Bunlara "Endogenous retrovirusler"ler denir.
notlar:
Az buz değil, insan genomunun %5-%8 'inin, çoğu çöp DNA'da olmak üzere, bu virüs DNAlarından oluştuğu saptanmıştır. Bu virüs DNAsı, hücre DNAsı olmadığından, hücrenin koruyucu tamir mekanizması tarafından denetlenemez, mütasyonlara daha açıktır, ve belli bir zaman sonra mütasyonlar sonucu işlevini kaybader, virüs üretemez. Hücrenin kendini koruma mekanizmaları ile de sökülüp atılabilir.
DNA'sının sadece %2-%3 ü işe yarayan insanda (gerisi çöp DNA - junk DNA), DNA'nın %8 kadarının retrovirüs DNA'sından oluşması şunu gösterir: bu virüsler, evrim sürecinin de çok önemli bir mekanizmasıdır.
Bir "endogenous retrovirus"ün, bir bireyin üreme hücresinin DNA'sına yerleşmesi, bu bireyin çocuklarında, onun çocuklarında .... DNAlarda bu virüsü bulacağız demektir.
Yani,
Eğer iki tür, ortak bir atadan geliyorsa, bu iki türün DNAsında, aynı yerde, aynı virüsü bulacağız demektir.
Daha da ileri gidelim, eğer, bu şekilde akrabalığı kanıtlanan 3 türden 2 sinde daha çok ortak virüs bulunursa, bu 2 tür daha yakın akraba demek.
Şimdi ne olacak?
Bu metodla, türlerin akrabalıkları şakır şakır çözülecek.
Evet, sizce, insanlara ve maymunlara uygulanınca, bu yönlem ne sonuç verdi?
HERV-K virüsünün, ne zaman ortak DNA'mıza girdiği, detaylarıyla, aşağıda:
http://www.talkorigins.org/faqs/comdesc/section4.html
Yoruma gerek var mı?
Bu sonuç,
insan türünün evrim sonucu oluştuğunun kesin kanıtıdır. İnsanın maymun ailesinden olduğunun kesin kanıtıdır.
Kaçış yok.
.
Retro demek geri demek. Retrovirus "geri giden virüs", endogenus "genlere yerleşmiş" demek.
Biliyorsunuz, insan ve şempanze DNA'sında yaklaşık %98 eşitlik saptandı.
Yaratılışçılar, insan ve maymun genlerindeki %98 eşitliğin saptanmasından sonra, "Tanrı böyle yapmış. Yapamaz mı yani?" dediler.
Yani, onlara göre Tanrı çamur almış, insan ve şempanze genlerinin nükleik asit moleküllerini, dizinler %98 aynı olacak şekilde dizmiş. Hatta daha da ileri gitmiş, 2 maymun kromozomunu almış, uç uca yapıştırmış, insanın 2 numaralı kromozomunu yapmış mış.
Şimdi bu DNA'lardaki benzerlikten çok daha kesin bir yöntemle akrabalık kanıtlandı. Hiçbir şekilde yadsınamayacak şekilde hem de. "Hıkgıkmık kemküm Tanrı böyle yaptı" demek yetmiyor.
Kafalarını çöl kumuna gömenler, bakalım nasıl kıvırtacaklar.
Kıvırtamıyorlar da;
Bu yazıyı (benden izin alarak) başka forumlara asanlara verilen cevaplar alay, küfür, tehditten öte gidemiyor, konular kilitleniyor, yazıyı asan yasaklanıyor, susturuluyor.
Cevaplara bir göz atın:
http://www.frmtr.com/garip-olaylar/2883276...sin-kaniti.html
Bunlarla tartışmaya girme sabrını gösterenlere şapka çıkarıyorum.
---------------------
Önce, DNA'lardaki benzerlik'ten bahsedelim. Bu konuda yazı isteyenler şuradan başlayabilir:
http://genome.cshlp.org/content/15/12/1746.full
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC449907/
Kromozomlordaki benzerlik orantısına göre, insan maymun akrabalığı, yakınlık derecesine göre insan,şempanze,goril, orangutan ... şeklinde.
Sayılar, ortak atadan kaç milyon yıl önce ayrılındığını gösteriyor. Akrabamız bonoboyu en başa koydum, çünkü asil bakışından zekâ fışkırıyor.İnsana en yakın maymun deniyor.
İnsanların temsilcisi olarak Papa'yı koydum. Papa, bildiğiniz gibi yeryüzünde bulunan en kalabalık insan sürüsünün çobanı ve resmî olarak Evrimi kabul etmiş bulunan Kilisenin şefi.
Fazla uzatmadan konuya gelelim: "Endogenous Retrovirus" yöntemi
"Endogenous Retrovirus" ler.
Retro demek geri demek. Bu deyimin türkçe açıklaması "geri giden virüsler".
Normal olarak, hücre metabolizması, DNA --> RNA --> protein şeklinde çalışır.
Retrovirüsler, RNA virusleridir.
RNA virüsleri, genetik bellek olarak DNA değil, RNA taşırlar. Bir hücreye girdiklerinde özel enzimleriyle RNA'larından DNA yaparlar. Sonra bu DNA normal hücre mekanizmasıyla RNA üretir, yeni virüsler oluşur.
Nezle ve hepatit-C virüsleri RNA virüslerindendir.
Retrovirüsler, bununla kalmazlar. Retrovirüslerin DNA'sı, kendini hücre DNA'sının herhangi bir yerine sokuşturur ve böylece hücre DNAsının bir parçası olur. Hücre çoğaldıkça o da çoğalır.
Bu virüslerin çoğu üreme hücrelerine değil normal hücrelere girerler. Bunlara "exogenous retrovirus" denir. AIDS virüsü bu tip virüslerdendir.
Bazı retrovirüs türleri ise üreme hücrelerinin DNA'sına girebilir.
Bunlara "Endogenous retrovirusler"ler denir.
notlar:
Az buz değil, insan genomunun %5-%8 'inin, çoğu çöp DNA'da olmak üzere, bu virüs DNAlarından oluştuğu saptanmıştır. Bu virüs DNAsı, hücre DNAsı olmadığından, hücrenin koruyucu tamir mekanizması tarafından denetlenemez, mütasyonlara daha açıktır, ve belli bir zaman sonra mütasyonlar sonucu işlevini kaybader, virüs üretemez. Hücrenin kendini koruma mekanizmaları ile de sökülüp atılabilir.
DNA'sının sadece %2-%3 ü işe yarayan insanda (gerisi çöp DNA - junk DNA), DNA'nın %8 kadarının retrovirüs DNA'sından oluşması şunu gösterir: bu virüsler, evrim sürecinin de çok önemli bir mekanizmasıdır.
Bir "endogenous retrovirus"ün, bir bireyin üreme hücresinin DNA'sına yerleşmesi, bu bireyin çocuklarında, onun çocuklarında .... DNAlarda bu virüsü bulacağız demektir.
Yani,
Eğer iki tür, ortak bir atadan geliyorsa, bu iki türün DNAsında, aynı yerde, aynı virüsü bulacağız demektir.
Daha da ileri gidelim, eğer, bu şekilde akrabalığı kanıtlanan 3 türden 2 sinde daha çok ortak virüs bulunursa, bu 2 tür daha yakın akraba demek.
Şimdi ne olacak?
Bu metodla, türlerin akrabalıkları şakır şakır çözülecek.
Evet, sizce, insanlara ve maymunlara uygulanınca, bu yönlem ne sonuç verdi?
HERV-K virüsünün, ne zaman ortak DNA'mıza girdiği, detaylarıyla, aşağıda:
http://www.talkorigins.org/faqs/comdesc/section4.html
Yoruma gerek var mı?
Bu sonuç,
insan türünün evrim sonucu oluştuğunun kesin kanıtıdır. İnsanın maymun ailesinden olduğunun kesin kanıtıdır.
Kaçış yok.
.
En son gezgink tarafından 1/2/2014, 16:37 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
GezginK- Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 25/01/14
Genlerimizdeki atalarımız ... Hepimiz afrikalı maymunlarız
C vitamini
C vitamini sentezi, memelilerde glükoz molekülünden başlar, 5 aşamada gerçekleşir. Her aşama bir enzimin (proteinin) kontrolündedir ve her protein gibi, bu proteinler genler sayesinde sentezlenir.
Memelilerin hemen hemen hepsi bu sentezi yapabilirler ama, biz insanlar, C vitaminini sentezleyemeyiz. Yaşamsal önemi olan bu molekülü besinimizden alamazsak, bağışıklık sistemimiz çöker, dişlerimiz dökülür, birkaç ayda ölürüz. Arada bir, bir şekilde meyve, domates, yeşil-kırmızı biber, maydanoz ... bulup yemek zorundayız.
Şempanzeler, goriller, orangutanlar, şebekler ... de bizim gibi. Bu vitamini sentezleyemiyorlar.
Bilim adamları merak etmişler, aramışlar, bulmuşlar: Afrikalı insansı maymunlar ailesinin 60 milyon yıl yadar önce yaşayan ortak atalarında oluşan bir mütasyonun sonucunda C vitamini sentezini kontrol eden GuLO (gulonolactone oxidase) işlevini kaybetmiş.
Ayrıntılı, büyük resim için bakabilirsiniz:
http://courses.bio.indiana.edu/L104-Bonner...35/GULOloss.jpg
İnsanda, şempanzede, gorilde, orangutanda, şebekte ... C vitamini sentezlenemiyor.
Yol gene ORTAK ATA'ya çıkıyor.
---
"Bu durum evrim kuramına karşı, hani zararlı mütasyonlar eleniyordu?" diye sorabilirsiniz.
İnsanın ataları o zamanlar ağaçlarda yaşıyor ve meyve yiyorlardı. Besinlerinde C vitamininin bol bol bulunmasının sonucu olarak, bu mütasyon onlar için, çevrelerine uyumları açısından zararlı değildi. Kısaca, C vitamini sentezleyip sentezlemediklerinden haberleri bile olmamış.
Kısaca, Afrikalı maymun ailesindeniz ve atalarımız ağaçlardan inmiş olsa da meyve yemeğe devam etmek zorundayız.
.
C vitamini sentezi, memelilerde glükoz molekülünden başlar, 5 aşamada gerçekleşir. Her aşama bir enzimin (proteinin) kontrolündedir ve her protein gibi, bu proteinler genler sayesinde sentezlenir.
Memelilerin hemen hemen hepsi bu sentezi yapabilirler ama, biz insanlar, C vitaminini sentezleyemeyiz. Yaşamsal önemi olan bu molekülü besinimizden alamazsak, bağışıklık sistemimiz çöker, dişlerimiz dökülür, birkaç ayda ölürüz. Arada bir, bir şekilde meyve, domates, yeşil-kırmızı biber, maydanoz ... bulup yemek zorundayız.
Şempanzeler, goriller, orangutanlar, şebekler ... de bizim gibi. Bu vitamini sentezleyemiyorlar.
Bilim adamları merak etmişler, aramışlar, bulmuşlar: Afrikalı insansı maymunlar ailesinin 60 milyon yıl yadar önce yaşayan ortak atalarında oluşan bir mütasyonun sonucunda C vitamini sentezini kontrol eden GuLO (gulonolactone oxidase) işlevini kaybetmiş.
Ayrıntılı, büyük resim için bakabilirsiniz:
http://courses.bio.indiana.edu/L104-Bonner...35/GULOloss.jpg
İnsanda, şempanzede, gorilde, orangutanda, şebekte ... C vitamini sentezlenemiyor.
Yol gene ORTAK ATA'ya çıkıyor.
---
"Bu durum evrim kuramına karşı, hani zararlı mütasyonlar eleniyordu?" diye sorabilirsiniz.
İnsanın ataları o zamanlar ağaçlarda yaşıyor ve meyve yiyorlardı. Besinlerinde C vitamininin bol bol bulunmasının sonucu olarak, bu mütasyon onlar için, çevrelerine uyumları açısından zararlı değildi. Kısaca, C vitamini sentezleyip sentezlemediklerinden haberleri bile olmamış.
Kısaca, Afrikalı maymun ailesindeniz ve atalarımız ağaçlardan inmiş olsa da meyve yemeğe devam etmek zorundayız.
.
GezginK- Mesaj Sayısı : 52
Kayıt tarihi : 25/01/14
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz